28 Şubat 2014 Cuma

CADI, CADI'YI GÖRÜNCE SÜPÜRGESİNİ SAKLARMIŞ...

Müsait bir yerde girişecek vaaaar...

Sosyete Pazarındaki standımı takiben, “Esra Mutfakta” projesini bir tık ileri götürme vakti gelip çattığında bir gıda atölyesi kurma kararı aldım. Atölye kuruluşunda Kosgeb’ten Girişimcilik desteğini kullanmak için önce kursa katılıp, sertifika almam gerekiyordu. İnternette araştırma yaparken de Sincan’da 4 gün sonra başlayacak bir kurs ile ilgili ilana denk geldim. “Bende şans olsa erkek doğardım, birkaç gün önce görsem ne olurdu şunu” diye söylene söylene arabaya atlayıp, Sincan’ın yolunu tuttum.  4 gün sonra başlayacak kurs için çoktan listelerin belirlendiği inancı, ama çıkmadık candan umut kesilmez dürtüleriyle formu doldurdum. Zerre umudum yok tabi, artık bir sonraki eğitime kısmetse derken (yahu ben bu “secret” olayını bi çözemedim. Ters mi çalışıyor bende nedir!?), cumartesi sabahın bir vakti gelen telefon... Zırrr zırrrr... Hayırdır inşallah??!!

25 Şubat 2014 Salı

ADIN "MACHO", SEN DEĞİL...


Hani Macho’nun eve geldiği dönemlerdeki hallerini anlatırken demiştim ya, meğer köpekler de adından karakter alırmış diye... (yazı için tıktık)

Macho (türkçe maço): Sert karakterli, kaba erkek (bknz Türk Dil Kurumu)...

Örnek mi?? Benim üstüne titrediğim, birtanecik köpeğim burnumu çatlattı! Yanlış anlamayın, sevinçten!  Yok daha neler mi?? ;)

9 Şubat 2014 Pazar

BİR GARİP KARİYER HİKAYESİ BÖLÜM 2 : İDEALLER VE GERÇEKLER :)

Üniversiteye ve tabi Ankara’ya gelişimi biliyorsunuz (yazı için tıktık). Tahmin edersiniz ki, ben ikinci sene yatay geçişle İstanbul’daki bir üniversiteye gitmeyi planlayarak geldim. Ama enteresandır ki Angara’nın İstanbul’dan sonra tabir-i caizse “köy” havası bana bir iyi geldi. Tabi öyle yurtta kalmak falan yok, babam bırakır mı beni, tövbe! Özel öğrenci evlerine de para yetiştirmek namümkün. Halamın yanında kaldım, neyse ki babam elini çabuk tuttu da, borç harç ile ev alıp, Angara’ya geldiler, insanın kendi evi gibi var mı J

Üniversite hayatımda pek bir sıradandı benim aslında. Hem bölümün kampüste tecrit eder gibi uzakta konumlandırılmış olması, hem benim biraz asosyalliğim ve “inek öğrenci” hallerim, anlatacak bir dünya mevzu çıkar elbet ama sıradandı işte. Başkalarının üniversite maceralarını dinliyorum da, ohoooo ;)

Şansımın ne kadar yüksek olduğunun emarelerinden bir diğeri de 2001 yılında mezun oluşum... Kriz dönemi...