16 Ocak 2014 Perşembe

NEDİR BU “KÖY TAVUĞU & KÖY YUMURTASI” MEVZUU ALLA’SEN !!!

Bu “Esra Mutfakta” projesinin ilk başlangıç noktası “yumurta” idi... Ve hatta pazardaki standımın ilk zamanlarda “ana ürünü”...

“Organik ürün” konusu başlı başına ayrı bir yazı konusu olsun. Çünkü bu konuda söylenecek çok şey var, meslektaşlarımla dahi tartıştığım, ortak noktaya varamadığımız yerler var. Baştan söyleyim ama, benim halihazırdaki hiçbir ürünüm (hem kendi hazırladıklarım, hem temin ettiklerim) “organik” değil. Peki ne mi? Katkısız ve evyapımı. 

Pazardayken “organik mi bu” sorusu her geldiğinde, organik nedir, ne değildir anlatıp, “bunlar organik değil yani” yorumunu alıp, bir şey satamayıp, müşterilerimi uğurluyordum... “Yok daha neler” demeyin, evet, hakikat bu! Standıma ziyarete gelen ve bu konuşmalardan birine şahit olan bir arkadaşım çimdikledi hatta bir gün “bi sus, organik de işte” diye ama demedim ve de bu sebepten çok satış kaçırdım:/ 

Dönelim bu yazının konusuna...
Annem, nam-ı diğer Nazan Sultan, emekli bir hemşire olmanın da getirdiği bilinçle ben kendimi bildim bileli ev ahalisinin evde veya dışarda yedikleri konusunda oldukça titizdir. Canım babamın bundan 3 sene önce geçirdiği ağır kalp krizi ve akabinde yadigar kalan kalp yetmezliği sonucu tanıştım aslında “KÖY YUMURTASI” kavramıyla. Malumunuz yıllardır yumurta bir aklanır, bir karalanır. Google’da bir arama yapsanız, binlerce makale ve hatta klinik araştırmaya (!) denk gelirsiniz. Hayır, hani doğru tekti??? Biri her gün yiyin der, biri yemeyin. Hele bir de, kalp, tansiyon, kolesterol hastasıysanız, eyvah! İyi mi geliyor, kötü mü diye saatlerce araştırma yapıp, çıkamazsınız işin içinden. Tecrübeyle sabittir! E şimdi ben yumurtayı alıp, evime laboratuar ortamı kurup, bireysel olarak analiz yapamayacağıma göre, biz de doktor kontrollerimizden birinde, annemin not aldığı sorulara ekledik: “Babam yumurta yesin mi?”. El-cevap: “Her gün bir yumurta yesin ama KÖY YUMURTASI”. Haydaaaa!!!

KÖY YUMURTASI: Doğadan yemlenen, mevsim sebebiyle doğadan aldığı yem az geldiğinde GDO’suz olmak kaydıyla hazır yem verilen, doğada serbest gezen ve doğal döllenen tavuklardan elde edilen yumurta.



Teorik olarak basit, “köye git al işte”! E iyi de, ben gayet Ankara’da yaşıyorum ve Ankara’ya yakın ve “köy” olarak nitelendirilen bölgeler de köy değil ki... İçişleri Bakanlığı “köy” demişse köydür tabi ama bizim aradığımız “köy yumurtası” oradan çıkmaz! Doğa ve yeşillik diye bişey yok, bu biiir, aç tavukların karnını doyururken nereden bilecekler verdikleri yem GDO’lu mu değil mi, bu ikiiii, serbest dolaşmak ne mümkün, köy evinin önünden arabalar hırla geçiyor, bildiğiniz sokak, dolayısıyla tavuklar kümeste, bu da üüüüç!

Buldum tabi ki çözüm, söz konusu olan babamın sağlığı! Önce km.lerce yol katedip temin ettim ama sonra baktım böyle olmayacak ve bilhassa arkadaşlarımın çocukları, kardeşleri, yeğenleri ve hastaları da listeye eklenince başka yollardan geçtim. O da bir sonraki yazının konusu olsun...


Sevgiyle ve takipte kalın, emi!

3 yorum:

  1. Valla yumurtayı kırdığımda sarısı sağa sola dağılmıyorsa, haşladığımda tuhaf bi renk almıyorsa benim için tamamdır:)

    YanıtlaSil
  2. Taze olsun, razıyım diyorsunuz :) O zaman yumurtayı kırmadan uygulayabileceğiniz bir tazelik testi daha paylaşayım sizinle; yumurtayı suyun içine bıraktığınızda yatay durumda kalırsa taze, yarı yatay kalırsa yaklaşık 1 hafta-10 günlük, dik yüzüyorsa bayattır.

    "Fener ile bakmak" ve "Dinlemek" gibi yöntemler de var ama "YOK DAHA NELER!!!" fobim var benim malum... İsterseniz paylaşırım ;)

    YanıtlaSil
  3. Essiz bir protein kaynagi eger dogalina ulasma firsatiniz var ise ne kadar sanslisiniz. Fabrikasyon yumurtalardan uzak durmak gerekiyor diye dusunuyorum.Buna hormonla sisirilmis tavuklarda dahil ve ben bu neenle disarida hic tavuk tuketmiyorum.

    YanıtlaSil